Hakkımızda Sayfası Yenilendi.
NİÇİN FARKLI YORUM?
Goethe, Faust adlı eserinin kahramanı Mephisto’ya “Hayat ağacı yeşil, teori gridir” dedirtir. Hayat ağacının renklerini ve canlılığını kavrama ve anlamlandırma çabamızın bir ürünü olarak sözcüklerle (soyut simgeler), dışımızda sandığımız evreni zihnimizde yeniden kurguluyoruz. Kavramsallaştırıyor ve mümkün olduğunca ortak anlamlandırılmış sözcükler (gösterenler) aracılığıyla iletmek istediğimiz içeriği (gösterileni) karşı tarafa, sözcüklerin bize tanıdığı olanaklar çerçevesinde gönderiyoruz.
Her türlü bilimsel, sanatsal-kültürel ve günlük yaşam pratiğinde dünyayı algılama, kavramsallaştırma ve kuramsallaştırma yolu ile hem günlük yaşam sürecimize hem de geleceğimize ışık tutacak görece yeterli enstrümanlara sahip oluyoruz.
Tarihin önümüze çözmemiz için koyduğu sorunları çözüme kavuşturma pratiği ve geçmiş deneyimlerden süzerek oluşturduğumuz kuramlarımız aracılığıyla hayatı kavramaya yönelik bilgi ve deneyimimizi biriktirerek, kimi zaman sıçramalarla kimi zaman da sürecin doğal akışına yönelik iradi müdahalelerle geleceğimize yön vermeye çalışıyoruz.
Bu sürecin bilgisini soyutlayarak teorize etme işlemini, sözcüklerin verdiği imkânlar ölçüsünde yapmaya çalışıyoruz. Elbette, eldeki malzeme ne kadar çeşitli olursa, tasavvurumuz o kadar incelikle işlenmiş, estetize edilmiş olacaktır.
Eğer renk körüyseniz, duyarsız olduğunuz renk (sizin iradeniz dışında nesnel olarak var olsa da) sizin için yok demektir. Hayatı anlamlandırdığınız, kavramsallaştırdığınız sözcüklerin farklılığı, aynı yaşam koşulları söz konusu olduğunda dahi kendini gösterecektir. Örneğin, bir grup insan bu dünyanın bir sınav yeri olduğu ön varsayıyor; diğerleriyse güzelliğin de kötülüğün de burada, bu evrende ya da yaşadığımız dünyada olduğunu temel bir doğru olarak kabul ediyorsa, birinci grup sınavdan başarıyla geçmek için şükretmeyi, diğer grup ise yaşadığı ortama cenneti indirmeyi veya bu dünyada kurmayı tercih edecektir. Dünya görüşümüz (ideolojimiz), yaşamı algılama ve onu yaşama biçimimiz üzerinde görece büyük, biçimlendirici bir etkendir. Buna karşın, son sözü, irademizin ve özgürlüklerimizin sınırlarını belirleyen maddi yaşamın dili, zorunluluklar söyleyecektir. Maddi yaşamın zorunluluklarının önümüze koyduğu sorunları çözdükçe özgürlük alanımız genişleyecek ancak bu durum, çözmemiz gereken yeni zorunluluklarla, yeni sorunlarla da yüz yüze bırakacak bizleri. Tarihimiz ve geçmiş deneyimlerimiz bunu gösteriyor.
Farklı Yorum’un işlevi, insanın varoluşundan kaynaklı doğal eşitsizlikler hariç, bir grup insanın başka bir grup insanı sömürmesine yol açan üretim araçlarının özel mülkiyetinin yarattığı eşitsizliklerin kaldırılmasına, üretimin ve kendi yarattığı değerlerin kölesi haline getirilmiş insanın özgürleştirilmesine yönelik ideolojik, politik ve sanatsal araçların sorgulayıcı ve dönüştürücü gücünün olanaklarını genişletmeye, zenginleştirmeye çalışmak olacaktır.
Farklı Yorum; sanat, bilim ve siyasetin kendine özgü birer alan olduğu anlayışı doğrultusunda, siyaset kurumunun, uzmanlık gerektirenler de dâhil her alana ilişkin “doğru-yanlış” saptamasının karşısındadır. Bilimin, sanatın ve diğer kültürel alanların sınırlarını belirlemesi gerektiğini düşündüğümüz genel çerçeve (bu da tartışmaya açılabilir); doğada yaşayan tüm canlılar için doğal olmayan yollarla dünyayı geri çevrilemez biçimde yaşanmaz hâle getiren faaliyetlerin karşısında yer almak; insanlığın sömürüsüz, eşit ve özgür bir düzende yaşaması olmalıdır. Bununla birlikte bu üstyapısal alanlarda, sanatsal ve bilimsel çalışmaların ve üretimlerin içerik ve biçim açısından hangisinin “doğru” veya “yanlış” olduğunu belirleyecek olan da bu alanlardaki özgür tartışmalar olmalıdır.
Azınlığın çoğunluk olabilme hakkı, yani örgütlenme ve düşüncelerini çeşitli kitle iletişim araçlarıyla ifade etme hakkı (yukarıda genel ilkelerini belirlediğimiz çerçevede; faşizm, ırkçılık gibi insanlık düşmanı akımlar hariç) dokunulmaz bir haktır.
Farklı Yorum, bir devlet sınırları içinde azınlıkta kalan etnik grupların veya milliyetlerin zorla asimilasyonuna veya böyle bir durumu yaratacak uygulamalara karşıdır. Ulusların kardeşliğinin yolu, eşit haklara sahip olmaktan geçer. Bunu kayıtsız, koşulsuz ulusal hak olarak görmemize karşın, bir ulusun özgürleşme mücadelesini, kendi gerici politik taleplerinin sınırları içinde tutmaya çalışan ezilen ulus burjuvazisi ve müttefiklerini teşhir etmeyi de bir görev olarak önümüze koyarız.
Farklı Yorum, geçmiş sosyalizm deneyimlerini, önlerindeki yolu, teorinin pratik süreç karşısındaki yetersizlikleri nedeniyle pratiğin sonuçlarını teorileştirerek açmaya çalışan önemli tarihsel birer adım olarak sahiplenir; ancak bu sahiplenme, sosyalist bir düzen kurma çabalarının eksik ve yanlışlarının savunulması anlamına gelmediği gibi, onların deneyimlerinin aynısını ya da benzerini hayata geçirmeye çalışan anlayışların da karşısındadır.
Kalbimiz, tarihin ilk işçi devletini kurmaya çalışırken kurşuna dizilen komünarların yanındadır.
Sömürüsüz, özgür ve eşit bir dünya kurma düşüyle Kışlık Saray’ı ele geçirmek için coşkuyla hücum eden işçilerle birliktedir. Sarı Nehir’e milyonlar olup akan Kızıl Ordu’nun işçi ve köylü neferlerinin arasındadır.
Farklı Yorum, karşı devrimci bir darbeyle ezilen sınıfların hizmetinden çıkmış bir devlet ve yeni burjuvazinin ve hizmetindeki bürokratik yapının şekillendirdiği “adı sosyalist” ülkeleri, üretim araçlarının özel mülkiyetinin yerini devlet mülkiyetinin almasının bir ekonomik sistemin sosyalist olması için yeterli koşul olmadığı anlayışı doğrultusunda, emek sömürüsünün farklı şekillerde sürdüğü yeni kapitalist ülkeler olarak değerlendirir.
Dünyanın tamamının olmasa bile büyük bir bölümünün, kapitalist sistemin temelini oluşturan emek-değer kavramlarının varlığını koruduğu bir sosyalist toplumsal sistem içinde olduğu gelecek günlerde dahi, insanlığı kendi ürettiği değerlerin kölesi olmaktan kurtaracak, bu anlamda büyük bir özgürleşme sağlayacak ve yeni denge durumuna koşut olacak (yeni çelişkilerin, zorunlulukların ve sınırlılıkların da bizi beklediğinin farkında olarak) komünist bir dünya sisteminin kurulması için insan unsurunun iradi müdahalesinin gerekli olduğu düşüncesindeyiz. Kapitalizmin, dünyayı üzerindeki canlı organizmaların büyük bir kısmı için yaşanmaz bir yere çevirmesinin engellenmesi ancak bu yolla mümkündür. Dünyanın genel sorunlarına genel çözümü (askeri-bürokratik aygıt olarak sönümlenmiş) bir dünya devleti bulabilir.
Politik mücadelelerde, önderliğin hesap verebilir pozisyonda olmasını, önderlikçe gerçekleştirilen faaliyetlerin “biz yaptık, oldu” mantığıyla denetimsiz bırakılmamasını ve işler olan bir denetim mekanizmasının varlığını ön koşul olarak kabul ediyoruz. Kitlelerin kendi seçtikleri temsilcilerinin karşısında el pençe divan durmalarını değil, toplumsal bir varlık olarak insanın kendi kaderini kendisinin belirleyeceği ve bunu gerçekleştireceği imkânlara sahip olacağı ve ilgili hakların genel kamu yararı adı altında gasp edilmemesi için kamu yararı kavramının çerçevesini sınırlayacak bir toplum sözleşmesi ile toplumsal sürecin denetim altında tutulmasını bir zorunluluk olarak görüyoruz.
İşçi sınıfının mücadele tarihinin başlarından 1900’lerin sonlarına kadar, “kadın”, “lgbt+” ve “çevre” gibi sorunların sosyalizm mücadelesinin ardından doğal olarak çözüleceğine inanılırdı. Ancak bu alanlardaki olumsuz tarihsel deneyimlerin gösterdikleri doğrultusunda, devrim mücadelesine koşut olarak bu alanlardaki mücadelelerin de ertelenmeksizin sürdürülmesinin zorunlu olduğunun farkındayız.
Sosyalist bir toplum düzeni kurma mücadelesi ile eşgüdümlü sürdürülecek bu özgün alanlardaki sorunları çözmeye yönelik mücadele anlayışlarını bu çerçevede reddetmiyor, destekliyoruz. Birbirimizden öğrenerek güçlenmekten yanayız.
Tek tek bireyler olarak güçsüzüz; bunun farkındayız. Gücümüzü birleştirdiğimizde yeni dünyaları keşfedecek kadar, yıkıma uğramış dünyamıza yeniden hayatın bin bir rengini getirecek kadar güçlü olduğumuzu düşünüyoruz. İnsanlığın (bildiğimiz tarihi çerçevesinde) dünya üzerindeki macerası bize, toplumsal bir varlık olarak insanlığın yıkmaya da yapmaya da muktedir olduğunu göstermektedir.
İnsanlığın yaratıcı gücünün, fikirlerin özgürce ifade edildiği bir dünyada daha da artacağına olan inancımızla, farklı yorum ve görüşlerin yer alacağı internet sitemize sahip çıkmaya, güç vermeye çağırıyoruz.